Hemen her eğitimde, her projede, her kaizende sıklıkla duyduğumuz ve öğrendiğimiz ve hatta uyguladığımız (!) PUKÖ döngüsünün işletilmesindeki kritik başarı faktörlerinden belki de en önemlisi olan bir "pukö" daha vardır. Konuya geçmeden önce ilk adım olan "Tanımla" kısmını da döngünün en başına eklemek gerekmektedir (T-PUKÖ).
Öncelikle çok kısa olarak Deming döngüsü de denilen bu döngünün mucidi olan Edward Deming’i tanımazsak, ona haksızlık etmiş oluruz diye düşünüyorum.
“Üniversite lisans eğitimini Wyoming Üniversitesi'nde Elektrik Mühendisi olarak tamamlamıştır. Daha sonra Colorado Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 1928 yılında Yale Üniversitesi'nde matematiksel fizik alanında doktorasını yapmıştır. İstatistiğin kalite yönetiminde kullanılması konusunda ilk bilgileri Shewhart'dan aldı. 1950 yılında Japon Bilim İnsanları ve Mühendisler (The Union of Japanese Scientists and Engineers) tarafından Japonya'ya davet edildi. Japonlara toplam kalite yönetimini öğreten kişi olarak anılan Deming. II. Dünya savaşından sonra Japon radyolarında günde 2 saatlik kalite konulu programların yayınlanmasının da fikir sahibidir. Japonya'da her yıl "Deming Ödülleri" adı altında kalite ödülleri verilmektedir. Deming 1960 yılında Japon imparatoru tarafından "Kutsal Hazine Düzeni" (Order of the Sacred Treasure) ile ödüllendirildi.” (Wikipedia)
Sizi bilmem ama beni bu hikayede en çok etkileyen Japon radyolarında günde 2 saatlik kalite konulu programların yayınlanması oldu. İçselleştirme adına tüm oyuncuların sisteme dahil edilmesi gerektiği ve örgütte herkese ulaşılması, temas edilmesi konusunda radikal örneklerden biridir. Yani bir örgütün ve/ya toplumun dönüşümü öyle kolay olmuyormuş. Sürekli iyileştirme ve özellikle standartlara uygulama ekosisteminin oluşumu için gerçekten dönüşmeyi istemek ve liderlik etmek gerekmektedir. Özellikle örgütteki tüm çalışanların, (öncelikle her kademedeli liderlerin) konfor alanında çıkması ve gerçek anlamda liderliği uygulaması ve liderler yetiştirmesi de dönüşümün kritik konularındandır.
Şimdi gelelim bizim küçük "pukö"’ye. Küçük ama döngünün en hayati mekanizmasından biri.
Problemi/aksiyonu/faaliyeti/işi tanımladık, planlarımızı yaptık, uygulamaya geçiyoruz. İşte bu uygulama adımında plandığımız faaliyetin etkin olup olmadığını sınamak için, küçük bir "pukö" döngüsü daha çevirmemiz gereklidir. Yani bir sonraki safhalara (kontrol-önlem al ya da standartlaştır) geçmeden önce geliştirilen karşı önlemin gerçekten bir çözüm olduğunu anlamamıza yardım edecek ve bizi zaman israfından ve motivasyon kaybından kurtaracak olan pilot uygulamalar. Ana adım olan "Uygulama" adımının içinde çalıştırılan bu küçük pukö’ler sayesinde etkin ve verimli yani üretken bir çalışma yapmış oluruz. Küçük pukö’de, pilot uygulama/karşı önlem çok uzun olmayan bir terminde planlanmalı , ölçülmeli ve sonuç olumlu ise devam edilmeli ancak olumsuz ise hemen pilot uygulamanın neden başarısız olduğu kök sebepleri bulunmalı ve/ya alternatif karşı önlemler geliştirilmedir. Kısa vadeli olarak çalıştırılan bu küçük pukö sayesinde, çözüm zannettiğimiz karşı önlemlerin sınaması yapılmış olacak olacak olup, belki de bizi yeni çözümler aramamıza daha işin başında neden olacaktır. Ayrıca bu sınamalar başka bir faaliyetin öncül kritik bir faaliyeti ya da adımı da olabilir ki; bu durum ön onayın gerekliliğini de daha önemli hale getirir. Ana "Kontrol" adımına geçmeden kritik karşı önlemler ön onayı almış olacaktır.
Sonuç olarak, bu farklı bakış açısı bize kanıksanmış çevrimin dışında bir çevrim ile, etkinlik ve verimlilik katacaktır. Birçok uygulamada ve kaizende gördüğümüz işin sonundan en başa dönmenin önüne geçileceği bu yaklaşımda hem israflardan kurtulacak olup, motivasyon kaybının da önüne geçmiş oluruz. Daha çevik bir iş yapma biçimine kavuşulacak olup, etkili sonuçlar alınacaktır.
Görüşmek üzere...
Comments